Pazar

DÜŞÜNCE YELKENİNDEYİM

Minik bir göçmen kuşun çığlığında yakaladım sabahı; ne gece, ne sabahtı zaman… Sonsuzluğun gri örtüsünü yırtmak üzereydi güneşin ilk ışıkları öylesine bir günü kucaklamak üzereyken aydınlık evrenin sonsuzluğunda bir nokta gibiydim. Başımı pencereye çevirince göz göze geldik denizle ve denizin eşsiz mavisiyle… Henüz uyanmamıştı martılar, gemiler, balıkçı tekneleri, kayıklar… Her şey, her yer uykudaydı. Güneşin ilk ışıkları, karşı tepenin bağrına saplandı birer birer. Homurtulu bir motor sesi duyuldu ana yoldan, sabahın alacakaranlığın da yitip gitti birazdan. Ansızın sokak ışıkları söndü. Sessizliğin içinde, sessizce otururken buldum kendimi ``Bugün yeni bir gündü, yarın bambaşka bir gün olacak’’ diye geçirdim içimden. Her yeni doğan günün, yeni bir başlangıç olduğunu, asıl gizlerin yarınlarda saklandığını anımsattım bir kez daha kendime. Gökyüzünün rengi, denizin mavisi, ağaçların yaprakları, kaldırımın taşları soğuktu.
Aceleci adımlar yürümüyordu sahilde, güneş sonunda çekmişti perdelerini tüm pencerelerin. Ama ilk ışıklar silememişti camlarda ki buğuyu, içimdeki sıcaklığa rağmen üşüdüm sabahın ayazında. Yüreğimin derinliklerinde bir telin ince ince sızını duydum ve gezinirken düşüncelerim de bir şairin dizelerine rastladım. `` Şehre inince keyfim kaçıyor, her yerde yüzüme çarpan bir tokat’’ Şimdi düşünce yelkenindeyim ve düşünüyorum hala!

TUĞBA YILMAN 10-B

1 yorum:

  1. Aferin Tuğba, çok güzel olmuş. Devamını bekliyoruz senden...

    YanıtlaSil